21 Eylül 2011 Çarşamba

Kaç Kişi Var Cesaret Veren?

Hepimizin bildiği “karanlığın en koyu olduğu an aydınlığın en yakın olduğu zamandır” sözünün gerçekliğini görünce oturup bu hususta iki kelam etme gereksinimi duydum. Bazen bilhassa bizim yaşıtlarımızın içine girdiği dipsiz kuyuları da göz önünde bulundurarak aslında biraz da zorda kalmak, istemek ve başarmak üçlemesinin nasıl mümkün olduğunu önemli bir örnek ile anlatmak istedim. Zor duruma düşen ve bu zorluğu aşmak isteyen ve bu isteğini inanılmaz bir başarıya eviren bir hayat hikâyesine nicedir şahit olmuştum ancak bugün yakından bir kere daha gördüm.

Çilek Genç Odası dediğim zaman bunun ne olduğunu soracak çok az insan var sanırım ülkemizde. Bırakın ne olduğunun bilinmesini belki de bizim nesilden hemen iki kişiden birinin ya kendi odası ya da bir akrabasının veya arkadaşının odası bizzat Çilek Genç Odası’dır! Hatta Çilek adı sınırları aşmış  bugün Çilek, toplam 5 kıtada, 444 satış noktasına, 2.000 çalışana, 60.000 m2 satış alanına ve yıllık yaklaşık 220 milyon TL'lik perakende ciroya sahip hale gelmiştir. Peki, hiç merak edip bu markanın hikâyesini okudunuz yahut araştırdınız mı? Aslında bu konuda ciddi eksiğimiz var. Gözümüzün önünde, burnumuzun dibinde yaşanan gerçek başarıları göremiyor yahut görsek bile bunu kendimizin de yapabileceğini hiç düşünmüyoruz.

Çilek 1995 yılında tam da ailenin üzerine kara bulutlar çöktüğü zaman alınan bir karar ile kuruldu. 3 kardeşten en büyüğü Mustafa Çilek ODTÜ mezunu bir mühendis, ortanca Muzaffer Çilek dede – baba mesleği olan bakırcılığı sürdüren bir esnaf ve en küçük Muharrem Çilek ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmendi. Hepsinin kendisine göre bir gelecek kurgusu vardı. Birisi rütbelerini birer birer yükseltecek, diğeri yeni ofisinde işlerini büyütecek ve ötekisi de bakırcı dükkânını büyütecekti belki. Ama işler hesaplandığı gibi gitmedi ve üç kardeşin de kendi bireysel kariyerleri tehlikeye girdi. Muzaffer’in bakır dükkanı işlemez hale geldi plastik kap-kacaklar moda olmuştu. Muharrem ise “yüksek tansiyon” nedeniyle askerlik mesleğini bırakmak zorunda kaldı ve Mustafa’nın yeni ofisinin kirası bile ödenemiyordu. Hal böyle olunca 3 kardeş kafa kafaya verip bu girdaptan çıkmanın yollarını aramaya başladı ve İnegöl’ün ünlü mobilya sektörüne adım atmaya karar verildi. Önceleri klasik mobilya ile yola çıkan Çilek kardeşler sonra “fark yaratmak” hayali ile klasik mobilyayı terk etti ve genç odası tasarım ve üretimine yöneldi. Bugün Superbrands International tarafından verilen, mobilya sektöründe Türkiye'nin tek Süpermarkası ödülünü alan Çilek böyle kuruldu. Süpermarka olmaktan tutunda kalite belgelerinden en beğenilen şirket ödülüne kadar Çilek’in hikayesi başarılarla dolu. Umarız bir gün fırsatını buluruz ve bugün Çilek Genel Müdür olan Muzaffer Çilek’ten bunu tüm detayları ile dinleyebiliriz.

Ancak bu hikâyede dikkat edilmesi gereken bambaşka bir husus var. Çilek kardeşlerden belki de en girişimci ve sosyal olan Muzaffer Çilek sadece bir şirket genel müdürü değil aynı zamanda tarihine sahip çıkarak bugün üzerine düşen görevi yerine getiren bir aktivist. Bosna-Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi (BİGMEV) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Muzaffer Çilek “Boşnak” olmanın sorumluluğunu üzerinde hissederek böyle bir girişime öncülük etmiş ve bu vakfın tüm masraflarını da bizzat üstlenmiş. Türkiye ile Bosna – Hersek arasında ilişkileri ilerletmek, sözde kalan “kardeşlik” vurgusunu gerçeğe taşımak ve ticarette gerçekleştirdiği başarıyı sosyal bir sorumluluk ile Bosna-Hersek / Türkiye ilişkilerine aktarmak için kurulmuş BİGMEV. Türkiye’nin Bosna–Hersek’e yatırım yapan ülkeler arasında 11. Sırada bulunduğu gerçeğini değiştirmek ve bu ilişkiyi daha ileriye taşımak amacıyla Türkiyeli ve Bosnalı yatırımcıları, iş adamlarını, akademisyenleri ve kanaat önderlerini bir araya toplamış. Bugün Bosna–Hersek’te hangi yatırım alanları fırsat oluşturuyor, Türkiye’den hangi sektörlere yatırım yapılabilir gibi soruların cevaplarını BİGMEV’de bulabilirsiniz. BİGMEV bu fırsat alanlarını sunmakla kalmamış ve bizim kültürümüzün kötü yanı olan duyarsızlık ve ilgisizliği de ortadan kaldırmak amacıyla dosyalar hazırlayarak ilgili sektörlerdeki girişimcilerin ayağına kadar gitmiş. Eğer Bosna-Hersek’te bir yatırım yapılacaksa ve devlet ihalesi varsa BİGMEV bu yatırım imkânlarını bizzat devlet yetkililerinden öğrenip Türkiye’deki yatırımcılara sunuyor. Temel amaç, Bosna-Hersek’in sadece “börek, Mostar ve güzel Boşnak kızları” ile anılmasını değil aynı zamanda fırsatlar oluşturan yatırım alanlarını da gözler önüne sermek ve Bosna-Hersek’in yapılanma sürecinde Türkiye sermayesini ön planda tutabilmek. Tabii ki benzer bir şekilde Bosna-Hersek’in Türkiye’ye olan ihracatını da arttırmak.

Yukarıdaki girişimcilik öyküsünü uzun zamandır biliyordum. Muzaffer Çilek beyefendinin “Bosna Sevdasını” da işitir ve gözlemlerdim. Hali hazırda babam da yaklaşık 7 yıldır Çilek’te çalışıyor. Bu satırları çok önce de yazabilirdim lakin bugün kendisi ile görüştüğümde bambaşka bir şeyi daha keşfettim. Bu aslında Muzaffer Çilek şahsiyetinde hepimizi ilgilendiren bir husus diye düşünüyorum. “İstemek ve başarmak yetmiyor, duyarlı ve sorumluluk sahibi olmak gerek” Ülkemizde Muzaffer Çilek gibi nice iş insanı vardır elbet. Hepsinin kendi ilgi alanları ve o alanda önemli başarıları da bulunmaktadır. Fakat Muzaffer Çilek gibi olanı gerçekten azdır. Karşısında oturan 4 genç insanın inancını okuyan, bu inanca samimiyetle yaklaşan ve yapıcı eleştiriler gerçekleştiren, tüm bunları yaparken bulunduğu konumla ilgili herhangi bir “büyüklük” göstermeyen birisi Muzaffer Çilek. Biz kendisini ziyaretimizde maddi beklentilerimizden öte manevi olarak bize kattıkları ile yarına daha pozitif bakıyoruz. Karanlık çökerken yeni bir fikirle aydınlığı yalnız kendisine değil birçok insana verdiği iş imkanı ile etrafına getiren, para kazanmakla kalmayıp hayata karşı sorumluluk hissederek en önce ülkesi ve kendi kimliğine hizmet eden ve en önemlisi genç arkadaşlarına “tecrübesizsiniz, siz bilmezsiniz, o öyle olmaz” demek kolaycılığına kaçmayıp onları dinleyerek ümit aşılayan ve cesaret veren kaç tane insan var şu dünyada… Teşekkürler Muzaffer Çilek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder