14 Mayıs 2010 Cuma

Baykal’ın Şortu, Erdoğan’ın Montu, Bahçeli’nin Kravatı

Baykal geri gelecek mi, gelmeyecek mi? Yaşanan bu olay Türk siyasi hayatına yapılan bir operasyon mu değil mi? Acaba bu durumdan kim, nasıl karlı çıkacak? İşimiz gücümüz kalmadı bu ve benzeri sorulara cevap aramakla meşgul olmaktayız. Bir de 30 sene sonra 12 Eylül’de 12 Eylül Askeri Darbesini yapanları da ilgilendiren bir maddenin içinde olduğu anayasa değişikliği paketini referandumda hep birlikte oylayacağız. Siyaset dediğimiz mesele ile ister ilgilenin ister ilgilenmeyin bu soruların ve hesapların bir tarafında kendinizi buluyorsunuz. Ama mizah yapıyorsunuz ama ciddi analizler yapma çabasına girişiyorsunuz. Netice itibariyle hemen hepimiz bu meselelerin etrafında bir yaşam sürüyoruz.

Deniz Baykal’ın olay yaratan videosunu inanın bir kez bile izlemedim. Ancak basit bir akıl yürütme ile söyleyeceğim sözler elbette var. Anayasa değişikliği meselesini takip ediyordum ve o kadar sıkıcı oldu ki onu da bir yana atıverdim ama bununla ilgili de bir iki cümle kurabilirim. Peki, bunlara ilişkin kurduğum cümlelerin hali hazırda ne kıymeti olacak bunu merak ediyorum. Köşe yazarçizerlerimiz her gün hepsini okuyamasam bile bu konulara ilişkin birçok farklı yorum yaptılar. Okumayı çok da benimsemeyen bir toplum olarak en kötü bunları haberlerde izledik. Merak ediyorum acaba bilmem ne köyündeki bilmem hangi isimli teyze ile amca bu konuya ilişkin ne düşünüyor? Acaba Baykal’ın videosu ve Başbakan’ın bu konuda yorumu onları çok ilgilendiriyor mu? Yoksa tam da şu günlerde Bahar Şenlikleri havasındaki öğrenci arkadaşlarım gibi onlar da aman kime ne deyip bir kenara mı bırakıyorlar bu işi? Bu lafımdan bahar şenliklerine karşı olduğum anlaşılmasın. Mutlaka şenlikli bir öğrencilik olmalı, bunu şiddetle desteklemekteyim. Usulen katılmadığım yerler de yok değil ama meselemiz de bu değil. Meselemiz toplum olarak memleketi yönetenlerin içine düştükleri durum ile ne kadar ilgilendiğimiz yahut ilgilenip ilgilenmediğimizi sorgulamak. Memleketi yönetenlerin tartıştıkları konu ne kadar memleket meselesidir bilemem ama bizim memleketimizin insanı da memleket yönetenleri ne kadar önemsiyor acaba? Ana muhalefet ve iktidar partilerinin hazineden aldıkları parayı düşünüyorum da bizim toplumun bu partilerde yöneticilik yapanları önemsemesi gerekiyor. Bırakın milletvekili maaşlarını. Hadi onlar bizden olsun. Ama partiler bu kadar hazine yardımı alırken ve biz bu partileri siyaset üretmek, memleketi daha iyiye götürecek siyaseti belirlemek için yönetime taşırken siyasetçilerin birbirlerini alt etmek için kurguladıkları işlere bakın. Neymiş efendim, Baykal hanımına ihanet etmiş ve bunun videosu internete düşmüş, bunu acaba iktidar mı yapmış yoksa kendi partilileri Baykal’ı bitirmek için mi yapmış, ya da bu işin içinde Ergenekon olabilir miymiş kabilinden binlerce senaryo. Yahu bu tartışmaların hangisi milletin karnını doyuracak? Mutlaka siyaset bir rekabet alanıdır ve partiler birbirlerini alt etmek için mücadele etmelidir ama mücadelenin de böylesine pes doğrusu.

Şimdi merakla ve ısrarla sormak istiyorum. Sevgili genç arkadaşlarım, bahar şenliklerine bile gitmek için yeterli bütçeye sahip misiniz? Sevgili büyüklerim, ağabeylerim, ablalarım, teyzelerim, amcalarım v.b. siz acaba hayatta isteklerinizi yerine getirmek konusunda ne kadar yeterli imkâna sahipsiniz? Cevap beklemeye sanırım gerek yok. Anlıyorum ki hepinizin sıkıntıları var. En azından içinizde yaşayan biri olarak bunu gözlerimle görmekteyim. Peki, bu durumda, Baykal’ın donu, Erdoğan’ın fanilası, Bahçeli’nin kemeri v.s. bizi neden rahatsız etmiyor? Diyeceksiniz ki rahatsız ediyor. O zaman neden halen daha sessiz sedasız durmakta ve bu durumlara karşı tepkinizi koymamaktasınız? Sanırım biz milletçe devletimizi çok seviyoruz ve istiyoruz ki devlete isyan edilmesin. Sokaklara çıkılmasın, Baykal’ın şortuna Erdoğan’ın montuna ve Bahçeli’nin kravatına küfür edilmesin. Ben ediyorum sevgili dostlar, hepsinin bizim paramızla bizim önümüzde bizi ilgilendirmeyen şeylerle uğraşmasına küfür de ediyorum isyan da ediyorum. Bu isyan ne zaman büyüyecek, ne zaman bu isyandan bu isimler ürkecek, işte esas demokrasi o zaman bu ülkeye gelecek haberiniz olsun.

Burak YALIM

14.05.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder